
MİRASÇILARDAN MAL KAÇIRMA (Muris Muvazaası) DAVASI
Muris Muvazaası günlük hayatta sıkça karşılaşılan-Duyulan problemlerden birini oluşturur.
Özellikle vefat etmeden önce miras bırakan, çocuklarından birinin-birkaçının mirastan pay almasını engellemek adına muvazaalı hareket edebilmektedir.
Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla aralarında gerçek iradelerine uymayan, görünüşte geçerli olmasına rağmen, kendi aralarında hüküm ifade etmeyen bir sözleşme yapma konusunda anlaşmalarıdır.
Uygulamada sıklıkla tapuda satış olarak gösterilen bir taşınmazın aslında bağışlama iradesi sonucu satılması ve karşılığında bedel alınmaması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şu halde taraflarca yapılan bu satış işlemi ve aslında altta yatan bağışlama işlemi kanunda aranan belli koşular altında geçersiz olabilecektir.
Muris muvazaası, görünürde gerçekleşen işlem ve gizli işlem olmak üzere iki işlemden oluşur, bunlardan görünürdeki işlem tarafların gerçek iradesine uymadığından geçersizdir, gizli işlem ise Medeni Kanun m. 706 vd. Borçlar Kanunu m. 237 ve Tapulama Kanunu m. 26’da belirtilen şekil yoksunluğundan dolayı geçersizdir (Yargıtay 1.HD 2015/12513 karar).
Yukarıdaki Yargıtay kararı uyarınca az önce bahsettiğimiz satış işlemi gerçek iradeyi yansıtmaması sebebiyle, altta yatan gerçek iradeyi oluşturan bağışlama işlemi ise şekil şartı (noter huzurunda resmi senet düzenlenmesi şarttır.) geçersiz olabilecektir.
Yukarıda kısaca özet geçilen bu konuda hukuki yardım almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu Konuda Yardıma mı İhtiyacınız Var?
Hukuki danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İletişime Geç